Ana Sayfa / Biyolojik Kuantum / Frekans Terapisi Nedir?

Frekans Terapisi Nedir?

Evrende var olan her madde kendi salınımını ifade eden bir frekans ve titreşim sergiler. Madde boyutundan indikçe titreşimin asıl kaynağının her bir atomun kendine özgü kütlesel ve hacimsel farklılıklarıyla birlikte ortaya koyduğu titreşimsel özellikleridir.

Her bir atomun sahip olduğu elektronları kendi yörüngeleri içinde kendi hızında dönüş sergiler. Bu dönüşün gücü frekansını yansıtır.

Kısaca diyebiliriz ki Kuantum Alanda her bir parçacık hareketi özgün bir titreşim yaratır. Tüm titreşim ve hareketler atomun içinde yer bulan ve aslında sonsuzluk ifadesi olan enerji alanında gerçekleştiğinden, ortaya çıkan titreşim enerji boyutunda önemli bir güç ve kaynak olarak da kabul edilebilir.

Bir güç ve kaynak olarak nitelenebilen titreşim, bedensel şifalanma için de oldukça temeldir. Her bir titreşimin kendine özgü salınım tarzı, derinliği, hızı, etki alanı vardır. Bu farklılıkların tümünü frekans yaklaşımıyla ifade edebiliriz.

Sahip olduğumuz bedenimizde her bir sistemin, dokunun, hücrenin, atomun kendine özgü frekansları vardır. Hatta aynı dokunun sağlıklı hücre ve atomları ile hastalıklı hücre ve atomlarının frekansları da kendi aralarında farklılık gösterir. Bu fark, kuantum alanda “hastalık” kavramı ve “şifalanma” işleyişinin temelini oluşturur. Frekans Terapisi bu kaynaktan hareketle iş görür.

Frekans terapisinde ulaşılmak istenen hedef, hastalıklı olan dokuların sağlıklı hale geçişini sağlamaktır. Bunu gerçekleştirebilmemize temel; hastalıklı frekansların dengeleme yöntemiyle sağlıklı frekans seviyesine yükselmesidir. Bunu herhangi bir kimyasal, bileşen, sentetik madde kullanmaksızın gerçekleştirebilmek, doğal yöntemle şifalanma anlamına gelir.

Biyolojik Kuantum bu anlamda olabilecek en doğal frekans terapi yöntemlerindendir. Çalışma seviyesi kuantum alan olduğu içindir ki; aynı zamanda etki edilebilecek en derin seviyedir.

Frekans terapisinin hangi sorunlarda şifalandırma etkisi vardır?

Frekans terapisi İstanbul, tamamen frekans dengeleme sistemi ile sonuç verdiğinden sorunların etiketleri ile ilgilenmez. Her bir bedende kendi alanında dengelenmesi gereken frekans seviyelerinde dengeye gelene dek çalışır. Fiziksel, Duygusal, Zihinsel, Ruhsal ya da Enerji Bedenlerde sadece gerekli alanlarda çalıştığı için sistemin “yan etki”, “doz aşımı” gibi handikapları da söz konusu değildir.

Frekans terapisi nasıl uygulanmaktadır? Acı verici bir işlem midir?

Frekans terapisi Bakırköy temel olarak bioenerji, Kuantum Dokunuş ya da diğer metodlarla uygulanan enerji seviyesinde etkileşim gerektirir.

Örneğin Biyolojik Kuantum sistemi ile çalışırken frekans dengelemesi Kuantum Alanda gerçekleşir. Dengeleyici sistem hem Kuantum Dokunuş enerjisi hem de Kuantum Biofeedback cihazı ile çalışır. Aynı zamanda mental faktörler ve bilinçdışı seviyelerinden de destek alınarak, bütünsel anlamda uygulanır. Kişinin hissettiği tek şey bedenindeki enerji akışı ve bunun sağladığı rahatlama ve gevşeme hissidir. Kimi zaman uyku hali kimi zamansa zindelik olarak yansır ilk dakikalarda kişiye. Hiçbir olumsuz etki, acı, sızı hissedilmez.

Uygulanan diğer yöntemlerde bazı durumlarda ve bazı kişilerde uygulama esnasında baş ağrısı hissedilebilir ve bu ağrı birkaç gün ya da hafta boyunca devam edebilir.

Ne var ki Biyolojik Kuantum sistemini diğerlerinden farklılaştıran önemli özeliklerden biri, baş ağrısı ya da farklı bir ağrı, tepki oluştuğu anda seans içinde uygulanan tamamlayıcı teknikler ile bu ağrıların da bertaraf edilerek, seans alan kişinin tamamen rahatlamış durumda seansı tamamlamasıdır.

Birey olarak kendi frekans seviyemizi ayarlayabilir miyiz? Yaşadığımız durumlar frekanslarımızı değiştirir mi?

İçinde bulunduğumuz toplumsal yaşam modelinde her gün her an dış etkenlerin her bir bedenimizi etkiliyor olduğu önemli bir gerçek. Dış etkenlerin olumlu ya da olumsuz yönde duygusal, ruhsal, fiziksel bedenlerimizi etkileyerek enerji seviyemizi değiştirebildiği, frekanslarımızı sağlıklı boyutlardan hastalık seviyelerine dönüştürebildiği gibi aynı şekilde içsel süreçlerimiz, zihinsel faktörler, içsel duygu yönetimi (kuruntular gibi), stres vb etkileyiciler frekans seviyemizi, etkenin ve hissedilen etkinin niteliğine göre bedende zayıf olan doku ya da alanları hedef alarak frekans seviyesinde değişim sağlar. Farklı blokajlara sebep olur. Tüm bu etkenler hastalıklara yol açan temel değişimlerdir. Olumlu etkenlerin ortaya koyacağı etki de haliyle olumlu yönde frekans değişimi şeklinde olmaktadır.

Hastalıklar duygu ve düşüncelerde mi başlar?

Her bir hastalığın duygusal bir kökeni mutlaka vardır. Çoğu zaman bu duyguyu etkileyen ya da yöneten bir mental faktör ve bilinçdışı kalıp da mevcuttur. Hastalıklar bu üçlü üzerinde kurgulanır, var edilir. Hastalıktan özgürleşebilmek için bu üçlü üzerinde etkin bir değişim şarttır. Farklı yöntemlerle sadece hastalık belirtileri üzerinden tedavi edilmeye dair tüm çabalar etkisiz ya da geçici çözümlerdir. Kalıcı şifalanma için her 5 bedeni de içine alan şifalanma süreci temeldir. Çünkü hastalık sadece fiziksel bedende oluşmaz her ne kadar belirtiler kendini fiziksel bedende gösteriyor olsa da. Dolayısıyla 5 bedende gelişen hastalığın çözümü de 5 bedende dengeleme ile olmalıdır.

Kişi bu üçlü üzerinde değişime direndikçe ya da reddettikçe hastalığa tutunmuş olur. İyileşmeyen veya tekrarlayan hastalıkların nedenlerini merak ediyorsanız işte tam da bu üçlüyü ne kadar fark etmeniz gerektiğine odaklanmalısınız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Top